Komik Sözler

Komik yazılar

Komik resimler

Reklamlar

Babil Mitolojisi

BABIL DINI

Gökyüzü tanrısı Anu, hava tanrısı Enlil ve yeryüzü tanrısı Ha gibi en büyük üç Sümer tanrısı, Babil ilahları arasında da yer almışlardır. Daha sonra Marduk, hem Ea'nın oğlu olduğundan doğuştan gelen haklara, hem de onun olağanüstü yeteneklerine sahip olarak doğdu. Marduk, tanrılar meclisine girer girmez, tanrılar ona yeryüzünde Enlil'in rolünü verdiler, böylece Enlil güç ve eylemden yoksun, sadece addan ibaret kalan bir tanrı haline geldi. Marduk en üstün tanrı mertebesine ulaştı. Marduk'a evreni yaratma, faaliyet halinde tutma şerefi ve esas amaçlan tanrılara hizmet etmek olan insanları yaratma onuru verildi. Bütün tanrılar ve ölümlüler, Marduk'un emirlerine itaat i'ttiler. Marduk dinsel bir devrim sonucu iktidara ulaştı ve onun /aferi evrende yeni bir düzen, yeni bir bakış açısı ortaya çıkardı. Sümer tanrıları, genellikle temsil ettikleri gökler, kara ve su gibi kişiliklerle evreni oluşturan özün bir parçasıydılar. Marduk, onlara yeni roller verdiğinde, evreni, Babillilerin tanıdığı gibi yarattı. Zaten var olan elementleri (tanrıları), kaosun içinden bir düzen ortaya çıkacak şekilde düzenledi.
Marduk'un, yeni düzeni eskisinin yıkıntıları üzerine kurması da dikkat çekicidir. Marduk, yeni, erkek egemenliğine da-yanan,ataerkil bir dinin, kadınların egemen olduğu anaerkil bir ilin üzerindeki zaferiydi. Büyük Tanrıça ya da Ana Tanrıça olan ve bütün temel tanrılara yaşam veren Tiamat, şimdi tanrıların düşmanı haline gelmişti. Eskiden iyi olan ve çocuklarının yaşamını koruyan Tiamat, şimdi kötüleşmiş, bu çocukları yok etmeye' yılışıyordu. Eskiden en iyi tanrılara hayat vermişken, şimdi canavar ve şeytanlara hayat veriyordu. Geçmişte kocası ve çocuklarından daha güçlüyken, şimdi güçlü sihirlerine karşı bağışıklığı olan yeni bir tanrı tarafından yenik düşürülmüştü.
Marduk'un gücüyle, kaosun içinden düzen, ölü maddeden yaşam ortaya çıktı ve her yıl doğa yenilendi. Yine de Marduk'un iktidarı altında bile evren ve içindeki tanrılar önceden kestirilemez ve onlara güvenilmezdi. Hatta en güçlü kral bile basan için tanrıların yardımına ve iyi niyetine muhtaçtı. Bir kral için bile ölümden sonraki yaşam, yeryüzündeki icraatları için ödül değil, sadee karanlık, toz, yoksunluk ve ebedi sıkıntılar vaade-diyordu. Eğer insanlar arasında en nüfuzlusunun böyle bir kaderi varsa, sıradan insanların kaderi daha iyi olamazdı. Dolayısıyla Babillilerin zamanında insanlar, güvenliğin ve umudun eksik olduğu bir dünyada, yaşamlarında yapabileceklerinin en iyisini yapmak zorundaydılar.

Bu haber 29 Ekim 2010 tarihinde tarafından Biliyormusunuz kategorisi altına yazılmış. ve Yorum yapılmamış

Benzer yazılar

Reklamlar



Kimler Neler Demiş?

İlk Yorum Hakkı Senin!

avatar

wpDiscuz

Reklamlar


Rastgele yazılar


Facebook Grubu