Komik Sözler

Komik yazılar

Komik resimler

Reklamlar

Ebediyete Kadar

Heybeliada'daki Deniz Okulu'ndan mezun olan Ismail Türe, kendi gibi
Gelibolulu olan bir genç kıza kaptırır gönlünü. Iki sevgili
parmaklarına nişan yüzüğü taksalar da, birbirlerini çok seyrek
görmektedirler.

Ismail Türe denizaltıda muhabere subayı olarak görevlidir çünkü.
Üsteğmenin aklına harika bir fikir gelir; nişanlısına ışıklı mors
alfabesini öğretecek, Çanakkale'den geçiş yapacakları geceyi
planlı
olduğu için önceden bildirecek ve böylelikle haberleşeceklerdir!..
Boğazı yüzeyden geçmekte olan denizaltının kulesindeki denizciler
sigara içmekte, sohbet etmektedirler. Aralarından birinin heyecanlı
olduğu her halinden belli olmaktadır. Gelibolu kıyılarına
geldiklerinde, karanlık içindeki evlerden birinden bir el fenerinin
yanıp söndüğü görülür: "Seni seviyorum"… Arkadaşları gülümseyerek
Ismail Türe'ye bakarlarken, genç aşık elindeki fenerle sevgilisine
karşılık vermektedir…
Bu olaydan sonra iki sevgilinin aşkı düşmez olur denizaltıcıların
dillerinden. Herkes, haberleşmek için kurulan ışık yolunu konuşur.
Arkadaşları "Evlen şu kızla da, buralardan her geçişimizde
selamlaşmayı bırak artık" diye takılırlar Ismail Türe'ye.
Denizaltının üstünün ve altının bir olduğu yağmurlu günlerde bile,
Çanakkale Boğazı'ndan geçilirken, elindeki fenerle aşk nöbeti
tutan
yakışıklı denizci gözünü bir an olsun ayırmaz Gelibolu
kıyılarından.
Yine bir gün, yirmiyedi yaşındaki Üsteğmen, Çanakkale'den
geçecekleri
gün ve saati, denizaltının uğradığı bir limandan telefonla haber
verir nişanlı
Ege Denizi'nden Boğaz'a giriş yapacaklarını ve en öndeki
denizaltının
kulesinde olacağını bildirir. Genç kızın gözüne her zaman olduğu
gibi,
o gece de uyku girmez. Büyük bir sabırla pencerenin önünde
oturmakta
ve
gözünü hiç kırpmadan denize bakmaktadır. Fenerine yeni pil almış
olsa
da, arada bir yanıp yanmadığını kontrol eder yine de…
Birden, dev bir karartı belirir suyun üstünde. Güneyden gelen bir
denizaltı, penceresinin görüş sahasına girmiştir … Genç kız
pencereyi açar ve gecenin karanlığına uzattığı elleriyle feneri
yakıp
söndürür.
Seni Seviyorum…"
Kulede bulunan denizaltının komutanı Bahri Kunt işareti görünce
gülümser:
Hay Allah, bu kız denizaltıları şaşırdı. Nişanlısının denizaltısı
bizim önümüzdeydi…" Bir anlık tereddütten sonra Birinci Inönü
denizaltısının komutanı Bahri Kunt, yanıt gönderilmezse genç kızın
telaşlanacağını
düşünerek,karşılık verilmesini emreder. Yanındakilerin "Ne diyelim
komutanım?" diye sorması üzerine de
şunları söyler: "ebediyete kadar…"
O gece, Üsteğmen Ismail Türe'nin görev yaptığı Dumlupınar,
Çanakkale
Boğazı'na giriş yapan ilk denizaltı olmuştur. Ama, Gelibolu
kıyılarına
gelmeden, Nara Burnu açıklarında Isveç bandıralı "Naboland" adlı
gemi
tarafından çiğnenmekten kaçamamış ve yaralı bir balina gibi acı
dolu
sesler çıkararak, Çanakkale'nin karanlık sularında kaybolmuştur.
Her şey bir kaç dakika içinde gerçekleştiğinden, arkadan gelmekte
olan
Birinci Inönü denizaltısı Dumlupınar'a çarpan geminin yanından
habersizce geçerek, Gelibolu'ya ulaşan ilk denizaltı olur.
Genç kız, nişanlısından haber almanın huzuru içinde başını yastığa
koyduğunda, genç denizci çoktan dalmıştır "Ebediyete kadar" sürecek
olan uykusuna!..

Bu haber 29 Ekim 2010 tarihinde tarafından Hikayeler kategorisi altına yazılmış. ve Yorum yapılmamış

Benzer yazılar

Reklamlar



Kimler Neler Demiş?

İlk Yorum Hakkı Senin!

avatar

wpDiscuz

Reklamlar


Rastgele yazılar


Facebook Grubu